İsrail Devletini Kim Kurdu ?

Cinar

New member
İsrail Devleti’ni Kim Kurdu?

İsrail devleti, 20. yüzyılın ortalarında Ortadoğu'da kurulan bir ulus devlettir ve kökleri, modern Yahudi halkının tarihsel olarak Filistin topraklarına dönme arzusuna dayanır. Ancak, İsrail’in kuruluşu, sadece bir halkın tarihsel taleplerinin ötesinde, bir dizi uluslararası gelişmenin ve bölgesel dinamiklerin sonucudur. İsrail devleti, 14 Mayıs 1948 tarihinde David Ben-Gurion’un başkanlığında resmen kuruldu. Peki, İsrail’i kim kurdu ve bu sürecin arkasındaki temel faktörler nelerdi? Bu soruya, hem tarihsel hem de politik açılardan bir bakış sunalım.

İsrail Devleti'nin Kuruluşunun Tarihsel Arka Planı

İsrail devleti, 1948 yılında kurulduğu tarihte, sadece Yahudi halkı için değil, aynı zamanda dünya çapındaki birçok ulus için önemli bir dönüm noktasıydı. Yahudi halkının binlerce yıl süren diaspora sürecinin ardından, Siyonizm hareketinin öncülüğünde, Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurma hedefiyle önemli adımlar atıldı.

Yahudilerin Filistin’e yerleşmesinin tarihsel arka planı, 19. yüzyılda Siyonizm hareketinin ortaya çıkmasıyla başlar. Siyonizm, özellikle Theodor Herzl'in önderliğinde, Yahudi halkının kendi devletini kurma idealini savundu. Bu hareket, Batı Avrupa'da artan antisemitizme karşı bir tepki olarak gelişmişti ve özellikle Yahudi halkının, kendi kimliklerini özgürce yaşamak için Filistin topraklarında bir devlet kurmasını hedefliyordu. Filistin, bu bağlamda, hem dini hem de tarihsel olarak Yahudi halkının kökenlerine dayanan bir bölge olarak seçildi.

Siyonizm ve Filistin’e Yerleşim

Siyonizm hareketi, Yahudi halkının Filistin'e göçünü teşvik etti ve 1880'lerden itibaren göçler başladı. İlk Yahudi yerleşimlerinin temelleri bu dönemde atıldı ve Filistin, dönemin Osmanlı İmparatorluğu'na bağlıydı. Bu dönemde Yahudi nüfusunun artışı, bölgedeki Arap halkıyla gerilimlere yol açmaya başladı.

Birinci Dünya Savaşı sırasında, İngiltere, Filistin üzerindeki kontrolünü artırarak, 1917'de Balfour Deklarasyonu’nu ilan etti. Bu deklarasyon, İngiltere'nin, Filistin'de Yahudi halkı için bir "ulusal yurt" kurulmasını desteklediğini belirtiyordu. Bu, İsrail devletinin kurulmasının yolunu açan önemli bir adım oldu.

Birleşmiş Milletler ve İsrail’in Kuruluşu

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, 1947’de Birleşmiş Milletler (BM), Filistin topraklarında bir bölünme planı önerdi. Bu plan, bölgeyi Yahudi ve Arap devletlerine ayırmayı hedefliyordu. BM'nin önerisine göre, Filistin topraklarının %55’ini Yahudi devletine, %45’ini ise Arap devletine ayıracaktı. Ancak, bu plan Arap ülkeleri tarafından reddedildi. Buna rağmen, 14 Mayıs 1948’de, İsrail bağımsızlık ilanını yaparak, David Ben-Gurion’un önderliğinde devletini kurdu.

Ben-Gurion, İsrail’in ilk başbakanı olarak, devletin kuruluşunu duyururken, İsrail halkına şu sözleri söylemiştir: "İsrail Devleti kurulmuştur." Bu duyuru, bir ulusun doğuşunu simgeliyor ve modern İsrail devleti’nin temellerinin atıldığını ilan ediyordu.

İsrail Devleti’nin Kuruluşunu Kimler Gerçekleştirdi?

İsrail’in kurulmasında çok sayıda önemli figür bulunmaktaydı. En başta, David Ben-Gurion, modern İsrail’in kurucusu olarak kabul edilir. Ben-Gurion, hem Siyonist hareketin önde gelen liderlerinden biri hem de İsrail’in bağımsızlık mücadelesinin başındaki isimdi. Ben-Gurion’un önderliğinde, Yahudi Ajansı, Filistin topraklarında Yahudi yerleşimlerini güçlendirdi ve çeşitli silahlı çatışmalara girdi.

Bir diğer önemli figür, Chaim Weizmann’dır. Weizmann, İsrail’in ilk cumhurbaşkanı olarak seçildi ve özellikle Yahudi yerleşimlerinin uluslararası alanda desteklenmesi konusunda önemli bir rol oynadı. Siyonist hareketin liderlerinden biri olan Weizmann, özellikle Balfour Deklarasyonu’nun hazırlanmasında önemli bir etkiye sahipti.

İsrail Devleti Kurulurken Karşılaşılan Zorluklar

İsrail devletinin kurulması, Arap dünyasında büyük bir karşılık buldu. 1948’de İsrail’in kuruluşu ile birlikte, Arap devletleri hemen savaş başlattılar. Arap-İsrail Savaşı olarak bilinen bu çatışma, 1948’de başladı ve birkaç ay sürdü. İsrail, daha önceki yerleşimlerine ek olarak, savaşın sonunda topraklarını genişletti. Ancak, bu savaş, İsrail’in kuruluşunu kutlayan Yahudi halkı ile Filistinli Araplar arasında yıllarca süren bir çatışmanın başlangıcını simgeliyordu.

İsrail’in kurulduğu yıl, aynı zamanda bölgedeki Arap nüfusunun büyük bir kısmı için "Nakba" (Felaket) yılı olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde yüzbinlerce Filistinli mülteci durumuna düştü. 1948 savaşı sonrasında, bölgedeki Araplar, İsrail’in varlığını tanımadılar ve bu durum, yıllarca süren çatışmaların temelini atmıştır.

İsrail’in Kuruluşu Sonrası Uluslararası Tanınma

İsrail, kuruluşunun hemen ardından Birleşmiş Milletler tarafından kabul edildi. 1949’da İsrail, BM’ye üye oldu ve dünya çapında birçok ülke, İsrail’i tanımaya başladı. Ancak, İsrail’in kurulması, özellikle Arap ülkeleri ve bazı gelişmekte olan ülkeler tarafından tanınmadı. İsrail’in bölgedeki egemenliği, bu uluslararası çekişmelerin ve politikaların etkisiyle yıllarca şekillenmeye devam etti.

Sonuç: İsrail’in Kuruluşu ve Geleceği

İsrail devleti, bir halkın binlerce yıllık tarihsel arzularının ve modern bir ulusal hareketin birleşiminde ortaya çıkmıştır. Siyonizm hareketinin öncülüğünde, Yahudi halkı Filistin topraklarında devlet kurma hedefini gerçekleştirmiştir. Bununla birlikte, İsrail’in kuruluşu, bölgedeki Arap halkları ve dünya çapındaki birçok ülke tarafından farklı şekillerde değerlendirilmiş ve çatışmalara yol açmıştır.

İsrail’in geleceği, hala uluslararası ilişkilerde ve Ortadoğu'da önemli bir rol oynamaktadır. Bugün bile, İsrail ve Filistin arasındaki barış süreci, uluslararası diplomasi ve bölgesel güvenlik için önemli bir mesele olmaya devam etmektedir.